Hangimiz mutluyuz çılgınlar gibi?
Çoğumuz, birçoğumuz, hatta bence hepimiz mutsuzuz.

Mutsuzluğumuzun en büyük sebeplerinden bir tanesi istediğimiz şeylerin bir türlü yolunda gitmiyor oluşu olabilir mi?
Ya da elde edemediklerimizden dolayı mutsuz oluyor olabilir miyiz?
Bazen maddi ve manevi açıdan güçlü olmanız, sizin mutlu olmanız için ne yazık ki yeterli gelmiyor.
Ve nasıl olur diyorsunuz? Nasıl yolunda gitmez?
Mutsuzluğumuzun asıl nedeni bunların farkında olmamız. Canımızı yakan şey bildiklerimizi kabul etmememiz, yolumuza devam edemememiz ve sıkı sıkıya bağlı olduğumuz konularda diretmeye devam etmemiz.
Bırakamıyorsunuz çünkü belki çok sevdiniz, belki çok istiyorsunuz ya da çok emek verdiniz. Bir sürü belki…
Verdiğiniz emek sizi her seferinde aynı noktaya çok sert rüzgâr ile sizi o noktaya savuruyor. Ve o rüzgâr savurması, her seferinde sizden maddi olarak olmasa bile manevi olarak bir şeyler alıp götürüyor.
Biz en büyük hatayı kendimize değer vermemekle yapıyoruz, bunu düşünmeden hareket ediyoruz. Aynı hataları tekrarlıyoruz.
Aynı hatayı iki kere yapan insanin zekâsından şüphe ederiz, ama bazen öyle anlar olur ki insan kendini geri çekemez. Yine tekrardan aynı şeyleri yaparız. İçimizdeki umut bitmediği sürece bırakmayacağız.
Bırakmadığımız sürece daha çok saplanacağız o noktaya. Bu aynı kangren olmuş bir kolu kesmemek gibi bir şey.
Çünkü o size ait bir parça atmak istemiyorsunuz, kesmek istemiyorsunuz ama bilmiyorsunuz ki siz o kangren kolu kesmediğiniz sürece o kangren bütün vücudunuza dağılıp sizi öldürecek.
Her şeyinizi bir kenara bırakın; bu hayatta en önemli şey sizsiniz ve her şeyi yapabilirsiniz.
Bir şey olmuyorsa eğer bu sizin hayrınıza olduğu içindir.
Siz istediğiniz sürece insanlar, varlıklar ve eşyalar var; siz istemediğiniz sürece yoklar.
Bu hayatta en önemli şey sizsiniz.
İlgili Galeriler